Cengiz SOYDAŞ

 

 

Şehit Düştüğü Tarih: 21 Mart 2001

 

Şehit Düştüğü Yer: Ankara Sincan F Tipi Hapishanesi

 

Doğduğu Tarih: 1972

 

Doğduğu Yer: Trabzon (Aslen Gümüşhaneli)

 

Mezar Yeri: Kaynarca Mezarlığı, İstanbul

 

 

19 Aralık katliam saldırısı yaşandığında Bartın’da ölüm orucu 1. ekibi savaşçısıydı. İşkencelerle Sincan F tipi Hapishanesi'ne götürüldü. Direnişini burada sürdürdü. Katliam saldırısından aylar önce söylediği, “Türkiye devrim tarihinde 2000 yılı Cepheli Özgür Tutsakların kahramanlıklarıyla anılacak.” sözlerini direnişiyle, fedakarlığıyla, şehitliğiyle yerine getirdi. Ölüm orucu direnişinin 150. Gününde, Büyük Direnişin F Tipi hapishanelerdeki ilk şehidi olarak Sincan’da şehit düştü.

 

Cengiz Soydaş, 1972 yılında Trabzon’da doğdu. Türk milliyetindendir. Aslen Gümüşhaneli olmasına rağmen, ilk ve ortaokulu Trabzon’da bitirdi. Lise yılları İstanbul’da geçti.

1990 yılında Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne girdi. Bu yıllarda devrimcilerle tanıştı. Öğrenci gençliğin mücadelesine katıldı. 1993 yazında Devrimci Sol ile tanıştı. Öğrenci derneği olarak Kağıthane Belediyesi işçilerinin direnişini ziyaretlerde Devrimci Sol’dan insanlarla tanıştı. Kağıthane Belediye işçilerinin direnişine destek olmak için üç günlük açlık grevine katıldı. 1994’den itibaren gençlik içinde sorumluluklar almaya başladı. 1995’den sonra Ankara’da daha farklı alanlarda, daha ileri sorumluluklar aldı. 19 Temmuz 1995’de Ankara’da tutuklandı. Ulucanlar’da, 1996 ölüm orucunun ikinci ekibinde görev aldı. ‘98 Nisanında Bartın hapishanesine götürüldü. 19 Aralık 2000’de operasyon yapılırken ölüm orucundaydı, işkenceyle Sincan Nazi kampına götürüldü.

Ölüm orucu direnişinin 150. Günü şehit oldu.

Cengiz ölüme yatarken şöyle demişti;

“Tarih ak sayfalarına bir kez daha hücre hücre ölen özgür tutsakların baş eğmez direnişini yazacak. Tarih bir kez daha son sözü direnenlerin söylediğine tanıklık edecek.

Bu güç bizim.

Bu güç şehitlerimizin. Onlardan öğrendik umudun adını kanla nakış nakış duvarlara işlemeyi.

Onlardan öğrendik ölümü düşmanın elinde bir silah olmaktan çıkarmayı, ölürken zalimin yüzüne meydan okumayı...”

Cengiz SOYDAŞ, emperyalizmin ve işbirlikçilerinin, baskıyla, işkenceyle davasından vazgeçirtemediklerindendi. O halkımızın kahraman evladıydı. Yüzlerce yoldaşıyla birlikte ölüme yattı. O kendisi için değil, halkı ve ülkesi için yaşadı. Açlığın ve yoksulluğun olmadığı IMF’siz bir Türkiye için, Nazi kamplarının olmadığı bir Türkiye için, bağımsız, demokratik, sosyalist bir Türkiye için kendini feda etti.

 

***

 

Cengiz Soydaş’ın direniş sürecinin başında süreci

değerlendirme yazısından;

 

“2000 yılı Parti-Cepheli Özgür Tutsakların

kahramanlıklarıyla anılacak.”

 

Sürecin omuzlarımıza yüklediği misyonun bilincindeyim. Çok yazıldı, çok anlatıldı. Düşman da amacını gizlemiyor zaten. Açık oynuyor. Devrimci hareketi tasfiye edeceğim diyor. Nasıl ve neler yapabileceğini Ulucanlar’da gördük. Kurşun ve bombalarla, işkenceyle yoldaşlarımızı katletti. Elinden geleni ardına koymadı. Bu kadar vahşileşebileceğini bilmiyor değildik... Kazanan biz olduk. Amacına ulaşamaması bir yana, yüzlerce Parti-Cepheli tutsağın savaşma azmi, kini, intikam hırsı kat be kat arttı.

Gönüllüyüm. Hele de Ulucanlar’dan sonra...

Gönüllüyüm. Savaşın en önünde yeralmak istiyorum.

Düşman aylardır hazırlık yapıyor. Pervasızca meydan okuyor...

Boşuna değil çabası. Biliyor neler yapabileceğimizi. 84 Ölüm Orucu’nda, Buca’da, Ümraniye’de, 96 Ölüm Orucu’nda, Ulucanlar’da gösterdik. Tanıyor bizi. Parti-Cepheliler’in ne pahasına olursa olsun asla teslim olmayacaklarını adı gibi biliyor.

Biliyor katletmekle, işkence yapmakla teslim alamayacağını.

Biliyor F tiplerine, onursuzluğa evet demeyeceğimizi, halkımıza sırtımızı dönmeyeceğimizi. Önünde otuz yıllık koca bir tarih var. Bu uğurda hiç tereddütsüz tilililerle ölüme koşan yüzlerce şehidimiz var...

Hazırım, ölmeye de, öldürmeye de. Her sayfası bembeyaz bu tarihin bir parçası olma onuruna erişmek istiyorum. Mutluyum. Sevincim büyük. Partim bu şansı tanıdı bana. Anlamını biliyorum.

Partime, önderime, yoldaşlarıma, şehitlerimize ve halkıma layık olacağım. Güveni boşa çıkartmayacağım.

Sadece ben mi? Yine biliyorum ki, yüzlerce Parti-Cephe tutsağı yeni kahramanlıklar, destansı direnişler yaratmak için, hazır kıta, Partimizden gelecek talimatları bekliyor...

Hele bir saldırsın düşman... Apo gibi, Uğur gibi, Mecit gibi, Berdan, İdil gibi, İsmet gibi kurşun olup üstlerine yağacağız...

Yine biz kazanacağız, halkımız kazanacak. Çok bedel ödeyeceğiz. Çok şehit vereceğiz. Ama zaferimiz de büyük olacak. Düşman köşeye sıkışacak, yalvaracak. Aldığı canların, ödediğimiz bedellerin hesabını tek tek verecek.

Değilmi ki, kalleşçe saldırıp en yiğitlerimizi alıyor aramızdan, biz de can alacağız. Dost da, düşman da, Parti-Cephe’yi, Parti-Cepheliler’i görecek.

Türkiye devrim tarihinde 2000 yılı Parti-Cepheli Özgür Tutsakların kahramanlıklarıyla anılacak. Bundan en ufak bir şüphem yok.

Partime, önderime, yoldaşlarıma sonsuz güveniyorum.

Partimi, önderimi, yoldaşlarımı ve halkımı çok seviyorum.

Biz Kazanacağız.

 

08 Nisan 2000

Cengiz Soydaş

 

***

 

Cengiz Soydaş’ın Ölüm Orucuna Gönüllük Yazısı:

 

PARTİME;

Zorlu, çetin bir dönemden geçiyoruz. Devlet saldırılarında her zamankinden daha pervasız. Hapishaneleri halkı teslim alabilmek, ülkemizi emperyalizmin dikensiz gül bahçesine çevirebilmek için aşılması gereken en önemli engel olarak görüyor. $Bu amaçla bugüne kadar defalarca saldırdı. Coplarla, çivili sopalarla hapishane hamamlarında yüzlercemizi işkencelerden geçirdi, onlarcamızı katletti. Ama başaramadı. Daha da devam edecek katletmeye...

Hikmet Sami Türk ve Ali Suat Ertosun hergün TV’lerden milyonların gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor, demagoji yapıyorlar. Örgüt baskısından dem vurup, “iyi niyet” ve “sabır” gösterisinde bulunuyorlar. Ne acıdır ki, 60-70 yaşlarındaki analarımızın işkence görüntüleri TV’lerden yayınlanırken ve üstelik sadece son sekiz ay içinde üç hapishaneye saldırı düzenlenmişken bazı “aydınlarımız”, demokrat geçinen köşe yazarları hala devletin söylediklerine inanıyorlar. Devletin tartıştırmak istediği konuları tartışıyorlar.

 96 yılında da durum farklı değildi. Benzer tavırları o zaman da gösterdiler. Ama nereye, ne zamana kadar!..

Bugün de durum farklı olmayacak.

Özgür Tutsaklar olarak omuzlarımızdaki yükün, görevlerimizin bilincindeyiz. 12 Eylül cuntasından bu yana bir kez olsun bu yükün altında ezilmedik. Ezilmeyeceğiz. Saldırılarda şehit düşen yoldaşlarımızın, analarımıza yapılan işkencelerin tek tek hesabını soracağız.

Biliyorum ki, düşmanın hücre saldırısını dolayısıyla halkı teslim alma politikasını boşa çıkartacak, yalanlarını tuzla buz edecek ve hesap soracak tek eylem biçimi Ölüm Orucu’dur.

Bu onurlu göreve gönüllüyüm. 96’da da gönüllüydüm, bugün de gönüllüyüm. Halkım ve Partim için ölmeye hazırım.

Böylesine tarihi ve onurlu bir eylemde görev almak benim için mutlulukların en büyüğü olacaktır.

YA ZAFER YA ÖLÜM

YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİ

YAŞASIN DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ

YAŞASIN ÖNDERİMİZ DURSUN KARATAŞ

Devrimci selamlar. Cengiz SOYDAŞ. 06.08.2000

 

***

 

Cengiz Soydaş’ın Bant Takma Töreni Konuşması:

 

Yoldaşlar, Siper Yoldaşları;

Tarih, ak sayfalarına, bir kez daha hücre hücre ölen Özgür Tutsakların başeğmez direnişini yazacak.

Tarih bir kez daha son sözü direnenlerin söylediğine tanıklık edecek.

Bu güç bizim.

Bu güç şehitlerimizin.

Onlardan öğrendik umudun adını kanla nakış nakış duvarlara işlemeyi.

Onlardan öğrendik ölümü düşmanın elinde bir silah olmaktan çıkarmayı, ölürken zalimin yüzüne meydan okumayı.

Söz hükmünü yitirdi artık.

Gün, şehitlerimize, yoldaşlarımıza, halklarımıza layık olma günüdür.

Gün, Parti-Cephemizin direniş geleneğine bir halka daha ekleme günüdür.

Gün, düşmanı ve ölümü yere serme günüdür.

Ölüme yatarken, Ölüm Orucu Ekibinde yer alan diğer yoldaşlarım gibi; yüzlerce Ölüm Orucu gönüllüsü yoldaşımın ; her koşulda evlatlarımız onurumuzdur diye haykıran ailelerimizin, bize güvenen halklarımızın; umutlarını, özlemlerini, düşmana duydukları kini sırtladığımızın bilincindeyim.

Bu bilinçle bir kez daha söz veriyorum; ölümü gülerek karşılayacağım.

Partime, Önderime, şehitlerimize, yoldaşlarıma, halkıma layık olacağım.

Biz Kazanacağız.

Halkımız Kazanacak.

Zaferimiz şimdiden kutlu olsun.

Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!

Zaferi Şehitlerimizle Kazanacağız!

Yaşasın Siper Yoldaşlığı!

Yaşasın Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi!

Yaşasın Önderimiz Dursun KARATAŞ!

22 Kasım 2000

CENGİZ SOYDAŞ

 

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin...

 

2000-2007 Büyük Direnişi:

 

Yoldaşları, yakınları Cengiz Soydaş’ı Anlatıyor:

 

Geri